HÜCRE YAPISI VE ORGANELLERİ

Canlılığın temel yapı ve işlev birimi hücredir.Bu birimin varlığı ilk defa 1665 yılında bir ingiliz bilim adamı Robert Hooke (1635-1703 ) tarafından ölü mantar dokusunda boş odacıklar şeklinde keşfedildi.Bilim adamı incelemeleri sırasında gözlediği bu odacıklara cellula (hücre) adını verdi.Daha sonra yapılan çalışmalarda; özellikler mikroskobun gelşmesine de bağlı olarak hücre ile ilgili bilgiler artmış ve 19. yüzyılın başlarında, bugünde geçerliliğini koruyan hücre teorisi ile sürülmüştür.Bu teorinin kurucuları olan bilim adamları, Schleiden ve Schwann'ın hazırladıkları hücre teorisine göre ''Bütün canlılar hücrelerden meydana gelmiştir.Hücreler bağımsız oldukları halde birlikte iş görürler.'' Bundan sonra Rudolf Virchow isimli bilim adamı hücrelerin; kendinden önceki hücrelerin bölünmesi ile oluştuğunu açıklamıştır.Bütün bu bilgiler güncelleştirildiğinde
hücre ile ilgili aşağıdaki yargılar geçerli olur.

-
Bütün organizmalar bir ya da daha fazla hücreden oluşur.
-Hücreler, organizmaların yapı ve işlev bilimidir.
-Yeni hücreler önceki hücrelerin çoğalması ile oluşur.
-Canlının kalıtım maddeleri hücrelerinde bulunur.

Hücre kendi başına bağımsız bir organizasyona sahiptir.Büyüklüğü ve şekli görevine göre değişir.Hücrelerin ortalama büyüklükleri 10 - 15 mikrondur.En küçük hücre erkek üreme hücresi olan sperm ve en büyük hücreler ise bazı yumurta hücreleri ile sinir hücreleri olan nöronlardır.En genel haliyle hücreler, ilkellik ve gelişmişliklerine göre ikiye ayrılır.

PROKARYOT HÜCRE 
Çekirdekleri olmayan, kalıtım maddesi sitoplazmada dağınık halde bulunan hücrelerdir.Ribozom dışında hücre organelleri bulunmaz.

ÖKARYOT HÜCRE 
Gerçek hücre şeklinde de bilinen bu hücrelerde çekirdek, m,tokondri gibi gelişmiş yapılar bulunur.
Gelişmiş bir hücre; zar, sitoplazma ve çekirdek olmak üzere üç kısımdan oluşur.

A. HÜCRE ZARI
Hücrenin dış ortamla sınırını oluşturan, şeklini veren, hücreyi koruyan, madde giriş çıkışını düzenleyen, seçici - geçirgen özelliğe sahip canlı yapıdır. Yapısında protein, yağ ve karbonhidrat molekülleri bulunur.Hücre zarındaki moleküllerin yapılanması ile ilgili olarak 1972 yılında Singer ve Nicholson tarafından ''akıcı - mozaik zar'' modeli geliştirildi. Buna göre; zar, içinde proteinlerin gömülü olduğu bir lipid denizi gibidir.Buradaki lipidler daha çok fosfolipidlerdir.Protein molekülleri de bu yapı içinde hareketli, küçük odacıklar gibidir.Hücre zarında por adı verilen açıklıklar bulunur.

Hücre zarındaki proteinler, şeker, yağ gibi moleküllerle birlikte bulunduklarından glikoprotein ve lipoprotein şeklinde isimlendirilir.

Hücre zarından her madde geçemez ve geçenler de aynı kolaylıkla giriş ve çıkış yapamaz.Bu yüzden hücre zarı seçici - geçirgen özelliktedir.Moleküllerin özelliği ve ücre zarının seçiciliği, hücreye madde giriş çıkışını belirler.

Su, monomer, mineral gibi küçük maddeler hücre zarından geçebilirken; polisakkarit, protein gibi büyük moleküller geçemez. Bu nedenle hücre zarı aynı zamanda yarı geçirgen özelliğe de sahiptir.

B.SİTOPLAZMA VE ORGANELLER         
Hücre sıvısı anlamındaki sitoplazma, hücre zarı ile çekirdek arasını doldurur.Yumurta akı kıvamında olan bu sıvıda organik ve  inorganik maddeler bulunur.Sitoplazmanın önemli bir kısmını su oluşturur (% 70 - 90).Bitki hücrelerindeki su oranı % 98'e kadar çıkabilir.Madensel tuzlar sitoplazmadaki diğer inorganik bileşiklerdir.Organik maddeler ise yapısal proteinler, karbonhidratlar, yağlar, hormonlar, nükleotidler, enzimler ve vitaminlerdir.Sitoplazma; hücresel solunum, sindirim, boşaltım, beslenme gibi hayatsal faaliyetlerin gerçekleştiği kısımdır. Bu olayların bazıları sitoplazma içine dağılmış organik katalizörler tarafından gerçekleştirilirken bir kısmı da organel adı verilen yapılarda gerçekleştirilir.  

Sitoplazmik Organeller
Hücrenin işlevsel elemanları olan organeller her hücrede aynı sayı ve çeşitle olmaz.Hücrenin gelişmişliğine ve yaptığı işe göre sahip olduğu organel çeşidi ve sayısı farklıdır.

1.Ribozom
Prokaryot ve ökaryot bütün hücrelerde bulunur.Ökaryot hücrelerde Endoplazmik retikulum ya da çekirdek zarı  
üzerinde dizili olarak bulunabileceği gibi çoğunlukla sitoplazmada dağınık olarak bulunur.Ribozomun zarı yoktur ve yaklaşık 15 - 20 mm çapı ile hücrelerin en küçük organelidir.Özellikle protein sentezi yoğun olan hücrelerde çok sayıda bulunur. Ribozomlar, ribozomal RNA (rRNA) ve proteinden yapılmıştır.

2.Endoplazmik Retikulum (ER)
Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında uzanan kanalcıklardır.Ökaryot hücrelerin bazıları dışında tümünde bulunur.
Endoplazmik retikulum hücre içinde madde taşınmasını sağlar.
Üzerinde ribozom bulunanlara granüllü ER denir ve özellikler protein sentezi yapan hücrelerde görülür.Granülsüz, yani ribozom taşımayanlar ise daha çok iç salgı bezlerinde veya yağ sentezi yapan hücrelerde bulunur.Bunlar lipit, steroit ve polisakkarit metabolizmasında rol oynar.

3.Golgi 
Golgi salgı yapan hücrelerde ve sinir hücrelerinde iyi gelişmiştir.Zarlı yapıda ve kesecikler şeklinde olan golgi hayvan hücrelerinde oldukça belirgindir.Golgi alyuvar ve sperm gibi özelleşmiş hücrelerde bulunmaz.
Hücre zarı yapımında da etkili olan golgi, gerektiğinde yağları depolar ve lizozom oluşumunu sağlar.

4.Lizozom
Bazı ilkel bitki türleri dışında gelişmiş bitki hücrelerinde bulunmaz; buna karşın, alyuvar hücreleri hariç bütün hayvan hücrelerinde bulunur.Lizozom ER ya da golgiden oluşan, lipoprotein yapısında zarla çevrili bir organeldir.Lizozom içinde protein, yağ, karbonhidrat ve hücrenin fagositoz veya pinositozla içine aldığı maddeleri sindirebilen hidroliz enzimlerini bulundurur.Bu enzimler endoplazmik retikuluma bağlı ribozomlarda sentezlenerek ER aracılığı ile golgiye taşınır ve burada paketlenerek bir kesecik içinde sitoplazmaya verilir.Dolayısı ile lizozom, hücre içi sindiriminde görev yapar.
Yaşlı doku ve alyuvarların parçalanması, hareketsiz kasların erimesi, kurbağa larvasında kuyruğun yok edilmesi ve mikropların akyuvarlarda sindirilmesinde lizozom enzimleri etkilidir.

5.Sentrozom    
Sinir hücreleri dışında bütün hayvan hücrelerinde bulunur.Gelişmiş bitki hücreleri ve yumurta hücrelerinde bulunmaz.Sentrozom iki silindirden oluşur.Bu silindirlerin herbirine sentriol denir.Sentrioller hücre bölünmesi sırasında hücre kutuplarına çekilerek iğ ipliklerini oluşturur.

NOT:Bitki hücrelerinde sentriol olmamasına rağmen, bölünme sırasında iğ iplikleri oluşur.

6.Koful  
Özellikler bitki hücrelerinde ve ökaryot tek hücreli organizmalarda görülür.Hayvan hücrelerinde ise duruma göre oluşup kaybolabilen küçük kofullar bulunur.Koful içinde koful öz suyu adı verilen bir sıvı bulunur ve bu keseler; hücre zarından, ER'den, golgi aygıtından ya da çekirdek zarından oluşturulur.Genç bitki hücrelerinde az sayıda VE küçük olan kofullar yaşlı bitki hücrelerinde büyüktür.
Tatlı sularda bulunan ökaryot tek hücreli canlılarda çeşitli görevleri üstlenmiş kofullar bulunur.Örneğin, paramesyumda bulunan kontraktil kofullar hücre içine giren fazla suyu dışarı atarak su miktarını düzenler.

Memelilerin olgun alyuvarları dışında bütün ökaryot hücrelerde bulunur.Mitokondri çift katlı zara sahiptir ve boyutları yaklaşık 0,2-5 mikron arasında değişir.Dış zar düz ve esnektir.Buna karşın iç zar krista adı verilen kıvrımlardan oluşur.Kıvrımların arası matriks adı verilen sıvı ile doldurulur.Matriks içinde DNA, RNA ve ribozom bulunur.Dolayısıyla, mitokondri görevi ile ilgili olan enzimleri kendisi sentezleyebilir.
Mitokonriler, ATP üretimini sağlayan enerji santralleridir.
Enerji ihtiyacı fazla olan hücrelerde sayıları fazladır.
Mitokondri sahip olduğu enzimler ve ETS sayesinde ATP sentezini gerçekleştirir.
Kendine özgü DNA'ya sahip oldukları için kendi başlarına çoğalabilirler.Çoğalmaları hücre çekirdeğinin denetiminde olur. 






 

 
















   

 
Bugün 5347 ziyaretçi (7192 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol